Yüzme havuzları, eğlence, spor ve sağlık amaçlı olarak her yaştan insanın kullandığı büyük miktarda su kitlelerini barındıran yapılardır. Ülkemizde son yıllarda turizm sektöründe artan otel, spor kompleksleri ve büyük konut projeleri ile havuz sayısında çok fazla artış olmuştur. Türkiye’de yaklaşık 400-450 bin adet havuz olduğu ve bu sayının her yıl 10,000 adet arttığı tahmin edilmektedir.
Açık- kapalı havuzlar, aqua parklar, jakuziler, termal havuzlar vb. tüm eğlence amaçlı su kitlelerinde suyun görsel olarak temiz, berrak ve estetik görünümünü sağlamak ve kullananları bazı sağlık risklerine karşı korumak için, sürekli olarak fiziksel ve kimyasal bakım yapılarak hijyen sağlanmalıdır. Havuzlarda hijyen kurallarına uyulmaması insanlar üzerinde sağlık açısından oldukça ciddi risklere neden olabilmektedir.
Her yıl onlarca insan serinlemek için girdikleri havuz suyunda mikrop kaparak hastalanmaktadır. Rekreasyonel Su Hastalıkları-RSK (RWI -Recreational Water Illness) ya da Havuz Suyu Kaynaklı (HSK) sağlık riskleri olarak tanımlanan bu riskleri özetle aşağıdaki gibi tanımlanabilir:
Havuz suyunun; çevreden, atmosferden, yüzenlerden kaynaklanan, organik-inorganik kirleticiler ve bakteri-mantar-virüs vb. patojen olabilen (hastalık yapan) mikroorganizmalar ile kirlenmesini önlemek için, Sağlık Bakanlığı’nca onaylanmış dezenfektanlarla suyun sürekli olarak dezenfeksiyonu sağlanmalı ve kimyasal dengesi kontrol edilmelidir.
Havuzların ve havuz sularının hijyeninin sağlanması için yapılması gereken fiziksel ve kimyasal işlemlerini belirleyen çeşitli standartlar ve yönetmelikler vardır.
* Bu yönetmeliklerden en geniş kapsamlı olanlardan bir tanesi 2006’da, WHO (World Health Organisation – Dünya Sağlık Örgütü) tarafından yayınlanmış olan, “ Guidelines for Safe Recreational Water Environments, Volumes 2 (Eğlence Amaçlı Su Ortamları için Yönetmelik – 2.Cilt: Yüzme Havuzları ve Benzer Ortamlar)’dir.
Havuzların sağlıklı ve güvenli olmalarını sağlayan bir diğer geniş kapsamlı yönetmelik, Amerika’da, CDC (Center for Disease Control) tarafından hazırlanmış ve Ağustos 2014’de yayınlanmış olan MAHC’dır (The Model Aquatic Health Code).
Türkiye’de Sağlık Bakanlığı, ticari havuzların uyması gereken şartları, 06.03.2011 tarihinde yayınlanan ve yürürlüğe giren “Yüzme Havuzlarının Tabii Olacağı Esasları ve Şartları Hakkında Yönetmelik” ile belirlemiştir. Tüm ticari işletmelerde, havuzların bakımından sorumlu olan ve bu konuda eğitim almış, sertifikası olan bir teknik personel olması zorunludur.
Çok sayıda kişinin yüzdüğü havuzların, kişilerin fiziksel-kimyasal ve mikrobiyolojik risk ve tehlikelere maruz kalmasını önlemek için bakımlarının doğru yapılması ve havuz suyunun kimyasal dengesinin ve dezenfeksiyonunun sağlanması çok önemlidir.
Yönetmelikler yalnızca ticari ve genel kullanım için olan havuzları kapsamış olsa da belirlenen standartlar, havuz kullanıcılarının sağlıklarının korunması için tüm havuzlarda uyulması gereken standartlardır.
Yüzme havuzlarının sağlıklı olup olmadıkları, yapılan kimyasal ve mikrobiyolojik analizler ile kontrol edilir ve her şeyden önce; fiziksel olarak, gözle ve duyularımızla algılanabilir. Yapılan fiziksel ve kimyasal işlemlerle aşağıdaki koşullar sağlanmalıdır:
Sağlık Bakanlığı yönetmeliğine göre; her gün kontrol edilerek, sağlanması gereken en önemli fiziksel ve kimyasal parametreler şöyledir:
Bunlara ek olarak daha az sıklıkla yapılan kimyasal analizler ile düzenli olarak yapılan mikrobiyolojik analizlerle suyun kimyasal ve mikrobiyolojik kalitesi sürekli kontrol altında tutulmalıdır.
İstenilen parametrelerin sağlanmasında “doğru kimyasal şartlandırma” kadar havuzun, “filtrasyon ve su sirkülasyon kapasitesi” gibi fiziksel ve teknik özellikleri de çok önemli rol oynar. Sirkülasyon (devir) pompalarının, havuz suyunu günde 4-6 defa sirküle ettirecek kapasitede olması gerekir. Çocuk havuzlarının ve jakuzi havuzlarının 1-2 saatte bir sirkülasyonu sağlanmalı ve suyun her gün değişmesi gerekir.
Havuzda etkin bir kimyasal şartlandırma, dezenfeksiyon, filtrasyon ve sirkülasyon sağlansa da sudaki kimyasal ve mikrobiyel kirleticilerin birikiminin en aza indirilmesi için havuza belirli miktarlarda “taze su” girişi de sağlanmalıdır. Filtrenin ters yıkanması ile dışarı atılan su yerine bir miktar taze su girse de yeterli değildir. Günde “yüzen sayısı x 30” lt. kadar taze su girişi olması gerekmektedir.
Ticari havuzlarda en çok kullanılan dezenfektan “aktif klor”dur. Aktif klor kaynağı olarak “sıvı” klor, veya organik ve inorganik ”toz klor” kullanılır. Organik toz klorlar, klorun güneşin UV ışınları etkisi ile çok hızlı bozulup yok olmasını önleyen ”stabilizatör” içerirler ve açık havuzlarda kullanılırlar.
“İnorganik” toz klor (kalsiyum hipoklorit) ve sıvı klor (sodyum hipoklorit), stabilizatörsüz klorlardır. Açık havuzlarda stabilizatörsüz klor kullanıldığında; sudaki aktif klor oranı, güneşteki UV ışınlarının ve sıcaklığın etkisi ile çok hızlı bir şekilde azalır ve çok sık olarak dozajlanması, yenilenmesi gerekir. Ayrıca sıvı klorun pH’ı çok yüksek olduğundan, daha yükse oranda pH düşürücü de kullanımı gerekir. Stabilizatörsüz klorlar kullanıldığında, ek olarak 25-50 ppm seviyelerinde stabizatör (siyanürik asit) kullanılması önerilir.
Havuzların kirlenmesinde en önemli etken, yüzenlerden ve vücutlarından gelen kirliliktir. Havuzların sağlık açısından daha güvenli olması için havuza girenlerin uyması gereken şu şekildedir: